Teknoloji çağı, uzay çağı, bilgi çağı, bilim çağı… Bunlar bulunduğumuz çağa verilen isimlerden sadece bazıları. Bu çağda müslümanın aldığı en büyük eleştirilerden biri de, İslam’ın bu ‘modern çağın’, ‘teknoloji çağının’, ‘uzay çağının’ gerisinde kaldığı iddialarıdır. Kuran’ı incelediğimizde her iman etmeyen kavmin, müslümanları bu şekilde eleştirdiğini görürüz. İman etmeyen kavimlerden birçoğu kendilerini malca, konumca, teknolojik olarak üstün gördükleri için iman etmemiştir. Yani aslında her çağın önde gelenleri kendisini tarih boyunca gelip geçen en ileri çağdaşı olduğunu iddia etmiştir. Kuran ise bize birçok ayetinde der ki;
“Bu inkarcılardan önce, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri yok etmişizdir. Kurtuluşu var mı?” (Kaf/36)
“Onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki, onlar varlıkça ve gösterişçe bunlardan daha üstündüler.” (Meryem/74)
“Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. Nice ekinler, nice güzel konaklar! Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık. Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.” (Duhan/26-29)
Bu eleştirilerin arasında bir müslümanın yapması gereken en önemli çalışmalardan biri de bulunduğu çağı, tarihi iyi analiz etmesidir. “Modern Çöküş” kitabı da Kölelik, Cinsellik, Kadın Olmak, Şiddet, Modern İnançlar, Modern Dünyada Çocuk Olmak, Yabancı Düşmanlığı başlıkları altında hem bu kavramların tarihini anlatırken, hem de günümüz ve Kuran açısından konuya bakabilmemizi sağlayarak, bize farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
“Çok zengindiler. Güçlüydüler. Bilgide çok ileriydiler; bilim ve teknolojide müthiştiler. Diğer insanlarla karşılaştırdıklarında kendilerini çok farklı ve değerli buluyorlardı. Şımardılar; hak-hukuk tanımaz oldular. Durumun farkında olan birisi, gidişatın yanlışlığı konusunda kendilerini uyardı: Yapmayın. Aklınızı başınıza alın. Durumunuzu düzeltin dedi. Ama söz dinlemediler. Üstelik uyaranı yanılmakla, akılsızlıkla suçlayıp; hak, hukuk, adalet, ahlak gibi şeylerin modası geçmiş saçmalıklar olduğunu savundular. Uyarıcı, Gidişatınız kötü, düşünceleriniz yanlış; kendinizi mahvedeceksiniz. Felaketin bulutları üzerinizde dolaşıyor ama görmüyorsunuz, görmek istemiyorsunuz. Felaket gelince hiç olduğunuzu anlayacaksınız; o zaman biliminiz, zenginliğiniz, gücünüz, imkânlarınız hiçbir işe yaramayacak dediyse de aldırmadılar. Saçmalama, bize kim ne yapabilir. Gücümüz karşısında kim durabilir? Üstelik biz yanlış iş yapmıyoruz; bunları elde etmek için nice emekler sarf ettik dediler. Ve bir gün ufku bulutlar sardı. Güldüler. Uyarıcıya gülüp; sen azaptan bahsediyorsun, hâlbuki bunlar rahmet dediler. Ama yanıldılar; rahmet dedikleri felaketti. Bir anda her şey alt üst oldu. Sanki tüm yaşananlar bir hayaldi. Kendilerinden geriye hiçbir şey kalmadı. Hiç yaşamamış gibi oldular.”
Modern Çöküş, İnsanın Modern Halleri
Celaleddin Vatandaş
Yayınevi: Açılım Kitap
Sayfa Sayısı: 407
Yıllar önce Üniversitede Sosyoloji hocamızįn tavsiye ettmesiyle okuduğum bir kitap. Hakikaten modern dünyada genelde insanların özelde ise Müslümanların maruz kaldığı değerlerin nasılda erozyona uğradığını geçmişten , yakın tarihten örnekler ile gözler önüne seren güzel bir kitap.
Kitabın yazarı Celaleddin Vatandaş hocanın birikiminden ve diğer kitaplarından haberdar olanlar bu kitabįndan da en iyi şekilde faydalanacaklardır.